Kubernetes, Docker kapsayıcılaştırma (containerization) teknolojisinin öncülüğünde devrim yaratmış durumda. Peki bu karmaşık ekosistemde Kubernetes güvenliği nasıl sağlanabilir?
Güvenlik, Kubernetes’in yapı taşlarından biridir.
Gelişen tehdit manzarası, siber güvenlik uzmanlarının Kubernetes güvenlik uygulamalarını sürekli güncel tutmalarını zorunlu kılmaktadır.
Kubernetes Güvenlik Temelleri
Kubernetes ortamlarında güvenlik sağlamak, yapılandırmaların doğru bir şekilde yönetilmesi ve ağ izolasyonunun etkin bir biçimde uygulanmasıyla başlar. Güvenli API kullanımı da bu güvenlik zincirinin önemli bir halkasıdır. İzinlerin en aza indirgenmesi, yani “en az ayrıcalık” prensibinin tatbik edilmesi, olası güvenlik zafiyetlerini önleyebilecek temel bir adımdır.
Kubernetes cluster’ınızı korumak için güçlü kimlik doğrulama ve yetkilendirme mekanizmalarının yanı sıra, güvenlik duvarları, güvenli ağ politikaları ve günlükleri izleme gibi uygulamalar da şarttır. Kalıcı veri depolama hizmetlerinin donanım düzeyinde şifrelenmesi ve Docker konteyner image’larının düzenli olarak taranarak güvenli olduklarından emin olunması, güvenlik konusunda ihmal edilmemesi gereken diğer alanlardır. Bu koruma katmanları, Kubernetes ekosistemini dış saldırılara karşı daha dirençli kılar.
Kimlik Doğrulama ve Yetkilendirme
Kubernetes ortamlarında güçlü kimlik doğrulama (authentication), sistem bütünlüğünün korunmasında temel bir unsurdur.
Güçlü kimlik doğrulama, Kubernetes güvenliğinin temelidir ve yetkilendirme ile entegrasyon gerektirir.
Yetkilendirme işlemleri ile sistem kaynaklarına erişim, prensiplere ve politikalara uygun şekilde sınırlandırılmalıdır. RBAC (Role-Based Access Control) kullanımı, bu yetkilendirmenin merkezi bir parçasıdır.
Kimlik doğrulama ve yetkilendirme stratejileri, sürekli gözden geçirilmelidir. Saydamlık ve uygun izleme mekanizmaları ile sistemin güvenliği artırılır.
Ağ Politikalarını Yönetimi
Kubernetes kümesi içerisinde ağ politikalarının düzgün bir şekilde yönetimi, güvenlik önlemleri arasında hayati bir konumdadır. Ağ politikaları, konteynerların ve pod’ların hangi ağ kaynaklarına erişebileceğini ve bu kaynaklarla nasıl iletişim kurabileceklerini belirler. Bu nedenle, her ağ politikasının özenle tanımlanması ve uygulanması gerekmektedir.
Ağ izolasyonunu sağlamak ve yalnızca belirli trafiğe izin vermek için Namespace bazlı politikalar kullanılmalıdır. Bu şekilde, uygulama bileşenleri arasında sıkı bir iletişim kısıtlaması sağlanarak siber saldırganların lateral hareketleri engellenebilir. Özellikle çok kiracılı (multi-tenancy) ortamlarda, farklı kullanıcı veya grupların birbirinden izole edilmesi, bu yöntemle mümkündür.
Ağ politikalarının oluşturulması sırasında beyaz liste yaklaşımını benimsemek, her şeye varsayılan olarak izin vermek yerine sadece belirli bağlantıları müsaade etme prensibine dayanır. Bu prensip, gereksiz ağ erişimlerinin önüne geçerek riskleri azaltır. Etkin ağ politikası yönetimi, varsayılan reddet (deny by default) prensibi etrafında şekillendirilmelidir.
Herhangi bir güvenlik ihlalini hızlıca tespit edebilmek ve müdahale edebilmek için ağ trafiği sürekli olarak izlenmelidir. Ağ izleme araçları, anormal trafiği algılamada ve ağ güvenliğini sürekli olarak değerlendirmede kullanılır. Anormalliklerin tespiti, saldırıların önlenmesinde veya etkilerinin azaltılmasında kritik rol oynar.
Son olarak, ağ politikalarının düzenli olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gerekmektedir. Kubernetes ortamı dinamik olduğundan ve sürekli olarak değişim gösterdiğinden, ağ politikaları da bu değişikliklere uyum sağlayacak şekilde evrilmelidir. Bu süreklilik, ağ güvenliğinin etkin bir şekilde korunmasını sağlar.
Güvenli Yazılım Güncellemeleri
Kubernetes ortamında uygulama güncellemelerinin güvenli şekilde yapılması, sistem bütünlüğünü korumak adına kritik öneme sahiptir. Güvenli yazılım güncellemeleri için önerilerimiz şunlardır:
- Betiklerin İmzalanması: Güncelleme betiklerinin, güvenilir kaynaklarından geldiğini doğrulamak için dijital imzalar kullanılmalıdır.
- Güncelleme Sunucularının Güvenliği: Güncellemeler sunucuların kendileri de güvenli olmalı ve yetkisiz erişimlere karşı korunmalıdır.
- Otomatik Güncellemelerin Dikkatli Yönetimi: Otomatik güncelleme işlemleri, olası zaafiyetleri önlemede yardımcı olmakla birlikte, testlerden geçirilmemiş güncellemelerin otomatik olarak yayınlanmasını engellemeye özen gösterilmelidir.
- Düzenli Zafiyet Taraması: Kullanılan tüm yazılım imajlarının ve bağımlılıklarının düzenli olarak zafiyet taramasından geçirilmesi gerekmektedir.
- Güncellemelerin Sınanması: Yeni güncellemeler üretim ortamına taşınmadan önce, izole bir test ortamında sıkı bir şekilde test edilmelidir.
Güncellemelerin yönetimi, anlık ve otomatikleştirilmiş araçlar vasıtasıyla titizlikle gerçekleştirilmelidir. Bu süreç içerisinde güncelleme kayıtlarının (logların) tutulması, gelecekteki sorunların teşhisinde değerli bilgiler sunar.
Her güncelleme işlemi, bütünsel bir denetim sürecinden geçmeli ve güvenlik ilkeleri kapsamında değerlendirilmelidir. Gerekli onaylar alındıktan sonra güvenli güncellemelerin uygulanması, sistem güvenliğinin sürekliliğini garanti altına alacaktır.
Docker konteynerlerin güvenliğini nasıl sağlayabileceğinizi öğrenmek için ‘Docker Güvenliği: Tehditler ve Çözümler‘ başlıklı makalemize göz atabilirsiniz.
Etkili Erişim Kontrolleri
Kubernetes cluster yönetiminde, etkili erişim kontrolleri hayati bir öneme sahiptir. Role-Based Access Control (RBAC) mekanizması, yetkilendirme süreçlerinde sıkça başvurulan bir yöntemdir. RBAC, kullanıcıların sadece gerektiği kadar erişim haklarına sahip olmasını sağlayarak en az ayrıcalık ilkesini uygular.
Etkili erişim kontrollerinin kurulması için, her bir kullanıcı ve servis hesabı için detaylı policy belirlemek esastır. Bu policyler hangi kullanıcının hangi kaynaklara erişebileceğini, hangi işlemleri yapabileceğini ve hangi namespaces içerisinde hareket edebileceğini tanımlar. Ayrıca, Kubernetes’in sunduğu NetworkPolicies gibi özellikler, cluster içi ağ trafiğinin kontrolü konusunda ilave bir güvenlik katmanı oluşturur.
Güvenlik, dinamik ve sürekli gelişen bir alan olduğu için, erişim kontrollerinin devamlı olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gereklidir. Sisteme yeni eklenen özellikler veya değişen ihtiyaçlar, mevcut erişim politikalarını etkileyebilir ve revizyonu zorunlu kılar.
RBAC ve Kubernetes’te yetkilendirme işlemleri hakkında daha fazla bilgi için ‘Bilgi Güvenliği Temelleri: Gizlilik, Bütünlük, Erişilebilirlik‘ başlıklı ücretsiz dersimizi izleyebilirsiniz.
Rol Tabanlı Erişim Kontrolü (RBAC)
Kubernetes’te RBAC, kapsamlı yetkilendirme ayarlamaları yapılabilen güçlü bir araçtır. Kullanıcıların, servislerin ve pod’ların hangi kaynaklara erişim sağlayabileceğini detaylıca belirlerken, gereksiz yetkilerin tahsis edilmesini önlemektedir. Bu, sistem güvenliğinde merkezi bir rol oynar ve tehlikeli hata paylarını en aza indirger.
RBAC ile oluşturulan politikalar, ClusterRole ve Role olmak üzere iki ana nesne üzerinde tanımlanır. Bunlar kümeler veya namespace’ler düzeyinde farklılaşan yetki düzeylerini ifade eder.
RBAC politikalarının doğru bir şekilde uygulanması, ClusterRoleBinding ve RoleBinding tanımı yapılmasını gerektirir. Bu tanımlamalar sayesinde, belirli kullanıcılara veya kullanıcı gruplarına, belirli kaynaklara erişim yetkisi verilir. Örneğin, yalnızca bazı pod’ları görebilen ve onlarla etkileşimde bulunabilen kullanıcılar oluşturulabilir.
Kubernetes ortamlarında en ince detayına kadar erişim kontrolünü mümkün kılan RBAC, güçlü ve dinamik grevler tanımlanmasına olanak tanır. Ancak unutulmamalıdır ki, bu yetki tanımlamalarının sürekli olarak gözden geçirilmesi ve gerektiğinde güncellenmesi, izinsiz erişim veya yetki yükseltme saldırılarına karşı koruma sağlar. Ayrıca, yüksek seviye güvenlik gereksinimi olan projeler için gelişmiş seçenekler ve çözümler, kapsamlı güvenlik duvarları oluşturmada kritik öneme sahiptir. Özellikle, “en az yetki” prensibi ve sürekli denetim, güvenli bir Kubernetes ortamının ayrılmaz parçalarıdır.
Namespace İzolasyonu
Namespace’ler, Kubernetes içerisinde kaynakların gruplandırılmasını ve ayrıştırılmasını sağlayan sanal bir alan yaratır. Bu, farklı projeler veya takımlar arasında izolasyonun korunması adına kritik bir role sahiptir.
Bu izolasyon mekanizması sayesinde, çeşitli güvenlik risklerinin izole edilmesi mümkün hale gelir. Örneğin, bir takımın çalışma alanını diğerinden izole etmek, olası bir güvenlik ihlalinin etki alanını sınırlandırır. Bu, güvenlik ihlallerinin tespiti ve müdahalesinin daha kontrollü bir şekilde yapılabilmesini sağlar. Aynı zamanda, namespace bazında uygulanan Network Policies ile ağ trafiği, belirli pod’lar veya hizmetler arasında sınırlanabilir ve kontrol altına alınabilir.
Namespace güvenliğini güçlendirmek için, Role-Based Access Control (RBAC) ile erişim kontrollerini sınırlandırmak önemlidir. Namespace’ler içindeki kaynaklara sadece ilgili kullanıcıların veya grupların erişimine izin verilerek, bu izolasyonu daha da katı bir hale getirebilirsiniz. RBAC’ın namespace düzeyinde uygulanması, yetkisiz erişimleri önlerken, gereksiz yetkilerin kısıtlanmasına da olanak tanır.
Son olarak, her namespace için alınabilecek güvenlik önlemlerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmek, sistemin bütünsel güvenliğine katkıda bulunur. Özellikle, gelişmiş izleme ve loglama sistemleri ile namespace’de gerçekleştirilen her türlü işlem kayıt altına alınarak, anormalliklerin hızlıca tespit edilmesi sağlanır. Namespace izolasyonu, Kubernetes ortamının güvenliğini artırmada temel yöntemlerden biridir ve sürekli olarak güncel güvenlik standartları doğrultusunda revize edilmelidir.
Güvenliği Artıran Araçlar ve Eklentiler
Kubernetes ortamınızın güvenliğini artırmak için kullanabileceğiniz çok sayıda araç ve eklenti mevcuttur. Örneğin, Red Hat tarafından desteklenen Aqua Security ve Twistlock gibi güvenlik platformları, konteyner taramalarından kural bazlı izin yönetimlerine kadar geniş bir yelpazede koruma sunar. Open Policy Agent (OPA), etkili bir politika uygulama aracı olarak kullanılarak güvenlik ve uyumluluk kuralları uygulanabilir; Sysdig Falco gibi davranış analizi araçları ise anlık algılama ve tepki için kullanılabilir. Güvenlik duvarı konfigürasyonlarını ve ağ politikalarını yönetmek amacıyla Calico veya Cilium tercih edilmektedir. Helm kullanımında, chart’lara eklenen PodSecurityPolicies ile konteynerlerin çalışma zamanı güvenliği yükseltilebilir. Kubernetes eklentileri ve yardımcı araçlar, sistemde gerçekleştirilen işlemlerin güvenliğini maksimize etmekte ve sürekli izlenmesini sağlamaktadır; bu nedenle, güvenlik odaklı eklentilerin belirlenmesi ve entegrasyonu sistemi koruma stratejileri arasında önemli bir yer tutar.
Sızma Testi Araçları
Kubernetes ortamlarında güvenlik duruşunu değerlendirmek için kullanılan sızma testi araçları, sistemdeki zafiyetleri proaktif olarak tespit etmeye yarar. Kube-hunter ve Kube-bench gibi araçlar, bu eksiklikleri ortaya çıkarmak için oldukça etkilidir.
Kube-hunter, ağı ve Kubernetes kümesini tarayarak bilinen açıkları saptar. Oldukça yaygın kullanılan bir sızma testi aracıdır.
Kube-bench ise Center for Internet Security (CIS) Kubernetes Benchmark kurallarını kullanarak kümenin uygunluğunu kontrol eder. Konfigürasyon eksikliklerini belirlemede önemlidir.
Bu araçlar, otomatikleştirilmiş betikler, güvenlik kontrolleri ve özelleştirilmiş test senaryoları yürüterek kümenizdeki potansiyel güvenlik açıklarını saptar. Her bir testin sonuçları, güvenlik zaafiyetlerinin kolayca anlaşılması ve düzeltilmesi için detaylı raporlar halinde sağlanır.
Sızma testi sürecinde ayrıca manuel incelemeler de gereklidir. Nmap, Wireshark gibi ağ analizi araçları ve elle yapılan güvenlik kontrolleri, otomasyonun ulaşamadığı derinliklerdeki zafiyetleri bulmaya yardımcı olur.
Sonuç olarak, Kubernetes güvenlik ortamınızı güçlendirmek için sızma testi araçlarından faydalanmak büyük önem taşır. Güvenlik eksikliklerini zamanında belirleyip müdahale edebilmek, daha sağlam bir savunma hattı oluşturmanın temelidir.
Güvenlik Açığı Taraması
Kubernetes ortamlarında güvenlik açığı taraması, sistem güvenliğinin temel taşlarından biridir. Bu taramalar, bize kümelerimizdeki zayıflıkları keşfetme imkanı tanır. Özellikle dinamik ve karmaşık Kubernetes yapıları düşünüldüğünde, sürekli ve kapsamlı bir tarama sürecinin olmazsa olmaz olduğunu vurgulamak gerekir. Güvenlik açığı taraması, öncelikle belirli aralıklarla tekrarlanmalı ve sürekli bir güvenlik denetim sürecinin parçası haline gelmelidir.
Gelişen tehdit manzarası ve sürekli değişen teknoloji ortamı, güvenlik tarama araçlarının da düzenli olarak güncellenmesini zorunlu kılar. Eski sürümlerle yapılan taramalar, yeni ortaya çıkan zayıflıkları gözden kaçırabilir. Bu nedenle güvenlik tarama araçlarının son sürümlerinin kullanılması ve güvenlik veri tabanlarının sürekli güncel tutulması gerekmektedir. Ayrıca, Kubernetes’in kendi güvenlik güncellemelerinin de yakından takip edilmesi ve gerekli durumlarda hızla uygulanması önem taşır.
Güvenlik açığı taraması yapılırken, eksiksizliğin yanı sıra doğruluk da büyük öneme sahiptir. Yanlış pozitif ya da negatif sonuçlar, güvenlik personelinin gereksiz yere zaman harcamasına sebep olabilir veya gerçek güvenlik sorunlarının gözden kaçmasına neden olabilir. Bu yüzden, tarama sonuçlarının dikkatle analiz edilerek, false pozitif sonuçların minumuma indirilmesi ve gerçek zafiyetlerin doğru bir şekilde tespit edilmesi kritiktir. Güvenlik açığı tarama süreçlerinde, deneyimli güvenlik uzmanlarının katkıları ve derinlemesine analizler bu sebeple elzemdir.
Kubernetes kümenizin farklı katmanlarındaki güvenlik kontrollerini entegre eden bir tarama stratejisi, güvenlik açığı taramasının etkinliğini artırır. Konteyner düzeyinde, ağ düzeyinde ve API düzeyinde yapılan ayrı ayrı testler, kümemizin her bir özelliğinin detaylı şekilde denetlenmesine imkan tanır. Bu yaklaşım, kapsamlı bir görüş açısı sağlayarak, potansiyel güvenlik zafiyetlerinin daha iyi anlaşılmasına ve daha etkin müdahalelere olanak tanır.
Son olarak, güvenlik açığı taraması, tehdit analizi ve risk değerlendirmesiyle birleştirilmelidir. Her bir güvenlik zafiyetinin işletmeniz üzerindeki etki derecesini anlamak, kaynakları en etkili şekilde dağıtmak ve önceliklendirmek için kritik öneme sahiptir. Bu holistik yaklaşım, sadece mevcut zafiyetleri gidermekle kalmaz, aynı zamanda gelecekteki güvenlik stratejilerinin de planlanması için sağlam bir temel oluşturur.
Kubernetes ortamlarında güvenlik açığı taramalarının yanı sıra, genel pentest teknikleri ve önemli noktalar için ‘Pentest Hakkında Bilmeniz Gerekenler Burada‘ yazımızı okuyabilirsiniz.
Devamlı Güvenlik Uygulamaları
Kubernetes altyapılarında devamlı güvenlik uygulamalarını hayata geçirmek, sürekli değişen tehdit manzarasına karşı proaktif bir yaklaşım sunar. Bu pratikler, kümeyi potansiyel saldırılara karşı dirençli kılar ve işletmeye uzun vadeli güvenlik garantisi sağlar.
Özellikle, otomatikleştirilmiş güvenlik araçları ve sürekli entegrasyon/sürekli dağıtım (CI/CD) pipeline’ları üzerinden yapılandırılan tarama işlemleri, kodun her bir yeni commit’inde güvenlik açığı tespit etmeyi mümkün kılar. Bu, güvenlik açıkları yayılımını minimize ederken, güncel tehditler karşısında zamanında tepki verme yeteneğini artırır. Kubernetes manifest dosyaları ve Helm chart’lar üzerindeki güvenlik kontrollerinin otomasyonu da kritik bir adımdır.
Ayrıca, güvenlik ilkelerinin (security policies) ve rollerin (roles) küme genelinde standartlaştırılması ve uygulanması, kaynakların ve kullanıcı erişimlerinin disiplinli bir şekilde yönetilmesini gerektirir. Bu görev, Kubernetes’in Rol Tabanlı Erişim Kontrolü (RBAC) yeteneklerinin etkin kullanımını önemli kılıyor.
Log Yönetimi ve İzleme
Log yönetimi ve izleme, Kubernetes ortamlarında güvenliği sağlamada hayati bir role sahiptir ve etkin bir güvenlik duruşu için elzemdir. Bu süreç, sistemdeki olayların kaydedilmesini ve gerekli analizlerin yapılmasını içerir.
- Centralize Log Data: Kubernetes ortamlarındaki tüm pod ve container loglarını merkezi bir konumda toplayın.
- Implement Log Rotation: Disk doluluğunun önüne geçmek için Log rotation politikalarını uygulayın.
- Monitor Suspicious Activity: Anormal davranışları saptamak üzere loglar üzerinde sürekli izleme yapın.
- Secure Log Access: Log erişimlerini yetkilendirme ve şifreleme yoluyla güvenli hale getirin.
- Use Log Analysis Tools: Log analizi için gelişmiş araçlardan ve algoritmalardan yararlanın.
Log tarihçesinin detaylı bir şekilde incelenmesi, çeşitli güvenlik olaylarının tespitinde ve incelenmesinde kritik önem taşır.
Logların merkezi analizi, güvenlik ekiplerine olaylara hızlı tepki verme ve uzun vadeli güvenlik stratejileri geliştirme imkanı sunar. Bu analiz süreci, aynı zamanda potansiyel zafiyetlerin proaktif olarak tespit edilmesini ve giderilmesini sağlar.
Güvenlik Duvarı ve DDoS Koruma
Kubernetes ortamlarında güvenlik duvarları, ağ trafiğini kontrol etmek ve zararlı erişim girişimlerini engellemek için hayati önem taşır. Güvenlik duvarı kuralları, cluster içerisindeki hassas bilgi ve kaynaklara yapılabilecek erişimleri sınırlayarak etkili bir koruma sağlar.
- Ağ politikalarını dikkatli bir biçimde yapılandırarak yetkisiz trafiği bloklayın.
- Egress ve Ingress kontrollerini kullanarak çıkan ve gelen ağ trafiğini düzenleyin.
- Çapraz bölge koruması için güvenlik duvarlarını çoklu bölge veya bulut sağlayıcılarda uyumlu şekilde konumlandırın.
- DDoS koruma mekanizmalarını entegre ederek saldırı anında otomatik tetikleyici mekanizmalarını devreye sokun.
Fiziksel ve sanal altyapılarda DDoS saldırılarının etkilerini hafifletmek için özel DDoS koruma hizmetleri ve araçları kullanın. Bu araçlar trafik akışını sürekli olarak izler ve anormal model veya davranışları saptadığında önlemler alır.
Kurumların DDoS saldırılarına karşı dirençli olmasını sağlamak, sadece teknolojik önlemlerle sınırlı kalmamalıdır. Eğitimli ekipler ve hızlı müdahale protokolleri, güvenlik duvarı ve DDoS korumasının tamamlayıcısı olarak düşünülmelidir.
Kubernetes Güvenliği ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kubernetes güvenliği nasıl sağlanır?
Kubernetes güvenliğini sağlamak, doğru yapılandırmaların yönetimi, ağ izolasyonunun etkin uygulanması ve güvenli API kullanımını içerir. Ayrıca, “en az ayrıcalık” ilkesinin uygulanması ve güçlü kimlik doğrulama ve yetkilendirme mekanizmalarının kullanımı esastır.
Kubernetes ortamında kimlik doğrulama ve yetkilendirme neden önemlidir?
Kimlik doğrulama, sistem bütünlüğünü korumada temel bir unsurdur. Güçlü kimlik doğrulama ve yetkilendirme, yetkisiz erişimi önlemeye yardımcı olur ve sistem kaynaklarına erişimi kontrol etmek için RBAC gibi yöntemler kullanır.
Kubernetes’te ağ politikaları nasıl yönetilir?
Ağ politikaları, Kubernetes kümesinde hangi konteynerlerin ve podların hangi ağ kaynaklarına erişebileceğini belirler. Etkin ağ politikası yönetimi, trafik akışını kontrol altında tutarak yetkisiz ağ erişimini önler ve varsayılan olarak reddet prensibini benimser.
Kubernetes ortamında güvenli yazılım güncellemeleri nasıl yapılır?
Güvenli yazılım güncellemeleri, güncelleme betiklerinin dijital imzalarla doğrulanması, güncelleme sunucularının güvenliğinin sağlanması ve otomatik güncellemelerin dikkatli yönetilmesini içerir. Ayrıca, güncellemeler üretim ortamına taşınmadan önce sıkı bir şekilde test edilmelidir.
Kubernetes’te etkili erişim kontrolü nasıl sağlanır?
Etkili erişim kontrolü, RBAC mekanizmasını kullanarak kullanıcıların ve servislerin sadece gerektiği kadar erişim haklarına sahip olmalarını sağlar. Her kullanıcı ve servis hesabı için detaylı politikalar belirlenir ve bu politikalar kaynaklara kimlerin erişebileceğini tanımlar.
Kubernetes’te güvenliği artıran araçlar ve eklentiler nelerdir?
Kubernetes ortamınızın güvenliğini artıran araçlar arasında Aqua Security, Twistlock, Sysdig Falco ve Open Policy Agent (OPA) bulunur. Bu araçlar konteyner taramalarından kural bazlı izin yönetimlerine kadar geniş bir koruma yelpazesi sunar.
Kubernetes sızma testi araçları nasıl çalışır?
Sızma testi araçları, özellikle Kube-hunter ve Kube-bench, Kubernetes kümesini tarayarak güvenlik açıklarını proaktif olarak saptar. Bu araçlar, güvenlik zaafiyetlerinin anlaşılmasına ve düzeltilmesine yardımcı olacak detaylı raporlar sağlar.
Kubernetes’te güvenlik açığı taraması nasıl yapılır?
Güvenlik açığı taraması, Kubernetes kümesindeki zayıflıkları belirlemek için düzenli olarak gerçekleştirilir. Bu taramalar, en son sürüm güvenlik tarama araçları kullanılarak yapılır ve tüm yazılım imajları ile bağımlılıklar düzenli olarak incelenir.